Tüketiciler, markası belli, Gıda, Tarım Ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından verilen “onay numarası” olan soğukda muhafaza edilmiş, ambalajlı ve ambalaj üzerinde son tüketim tarihli etiketi olan ürünleri tercih etmelidir. Bu tercih; tüketicilerin kontrollü çiftliklerde yetiştirilmiş sağlıklı etlik piliçlerin hijyenik
kesimhanelerde kesilmesiyle elde edilmiş piliç etlerine ulaşmalarına olanak sağlayacaktır. Bilinçli tüketicilerimiz yaz aylarında piliç eti ve ürünlerini alırken alışverişlerini ayrı yapmalı veya toplu market alışverişlerinde de en sona bırakmalıdırlar. Diğer taraftan, piliç eti ya satın alındıktan hemen
sonra mümkün olduğu en kısa sürede tüketilmeli, ya da soğuk zincir bozulmadan muhafaza edilmelidir. Piliç eti iç sıcaklığı en az 75 oC olacak şekilde (içi kırmızı kalmayacak şekilde) pişirilmelidir.
Pilicin normal yetiştirme süresi 45 gün ve hatta istenilen kesim ağırlığına bağlı olarak daha da aşağısı ya da yukarısıdır. Bu süre damızlıkçı firmaların sürekli yaptıkları ıslah çalışmaları ve iyi yetiştiricilik uygulamaları ile devamlı olarak geriye çekilmektedir. 1925 yılında 112 gün olan kesim yaşı giderek
kısalmaktadır. Aynı şekilde 1925 yılında sadece 1,14 kg a ulaşabilen piliçler artık 45 günde rahatlıkla 2,5 kg'a hatta daha üzerine ulaşabilmektedirler.
Bu durumun nedenleri kısaca şöyle özetlenebilir. Esas olarak bu büyümenin %85’i genetik seleksiyonlardır. Yıllar süren ıslah ve seleksiyonlar sonucu en yüksek et verimine ve hızlı gelişme özelliğine sahip tavuk ırklarının elde edilmesi ve bunların birbirleriyle melezlenmesiyle civciv elde edilmesidir. Diğer yandan, bir de böyle kapasiteli civcivlerin gereksinim duyduğu besin maddeleri ihtiyaçlarının yeterli ve dengeli bir şekilde karşılanması için en ileri bilgisayar formülleri ile yüksek kaliteli hammaddeler kullanılarak hazırlanan yemlerle beslenmesi, ayrıca ısı ve havalandırma kontrollü ve sağlıklı kümes ortamlarında barındırılması bu süreci desteklemektedir.
Büyüme ve gelişme faktörü olarak antibiyotik kullanımı, Avrupa Birliği(AB)’nde olduğu gibi ülkemizde de Ocak 2006 tarihinden itibaren tamamen yasaklanmıştır. Bu tarihten beri antibiyotikler sadece “tedavi amaçlı” olarak kullanılmaktadır. Antibiyotiklerin tedavi amaçlı kullanımlarında önemli olan husus, uluslararası maksimum kalıntı limiti ve arınma süreleridir. Bu süreler antibiyotiklerin çeşidine, kullanım şekline ve dozuna göre değişebildiği gibi
yenilebilir dokulardaki atılım süresine göre de değişebilmektedir. Bu amaçla Gıda Tarım Ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından, gerekli yasal düzenlemeler, yapılmış olup, kalıntı izleme programı ile piliç etleri kalıntı yönünden, sürekli kontrol ve denetime tabi tutulmaktadır.
Tedavi amaçlı kullanılan antibiyotikler, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından ruhsatlıdırlar ve nasıl kullanılacağını içeren prospektüsleri vardır. Tedavi amaçlı verilen ilaçlar için irsaliye, veteriner hekim reçetesi ve reçete uygulama formu doldurulur. Tavuklar, antibiyotik verildikten sonra antibiyotiğin vücuttan arınma süresi boyunca kesilmez ve dolayısıyla etleri tüketime sunulmaz. Bu durum Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Resmi ve Akredite veterinerleri tarafından kontrol edilir.
Avrupa Birliği’nde piliç üretiminde antibiyotik kullanımı, ülkemizdeki uygulamalarla aynıdır. Türkiye AB ‘ye uyum çerçevesinde yasalarını revize etmiştir ve ülkemizde de aynı yasa ve yönetmelikler uygulanmaktadır. Gelişmiş pek çok ülkede de benzer uygulama vardır.
Avrupa Birliği ülkeleri de dahil, tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de kanatlı yetiştiriciliğinde hormon kullanılmamaktadır. Türkiye’de hormon kullanımı,imal edilmesi, satılması, bulundurulması da yasaktır. Diğer taraftan, hormon ucuz bir madde olmadığından uygulama ekonomik açıdan da rasyonel değildir. Kullanımı durumunda ise üretim maliyetlerini birkaç misli artıracaktır. Uygulamadan iyi sonuç alınabilmesi için hayvanın cinsiyetine göre, hormonun doğrudan hayvanın organizmasına tek tek verilmesi gereklidir ki, bu tavukçulukta pratik olarak mümkün değildir.
Geçmişte, ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde kanatlı hayvanlarda hormon kullanımının uygulanabilirliği ile ilgili araştırmalar yapılmış, yem katkısı şeklinde yapılacak hormon uygulamalarından sonuç alınamadığı bilimsel olarak ispatlanmıştır.
AB ‘’Kalıntı İzleme Programı’’ çerçevesinde, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileri antibiyotik, hormon, pestisit(bitki ilaçları) kalıntıları ve ağır metallerin varlığını karaciğerlerden ve etten numune alarak sürekli olarak kontrol etmektedir. Türkiye’de yetiştirilen kanatlı hayvanlarda hormon kullanımına bugüne kadar rastlanmamış, bu konuda yetkili kurumlar tarafından tek bir vaka rapor edilmemiştir.
Yetiştirilen hayvanların refahı öncelikli konulardan birisidir ve yetiştirme kümeslerinde yüksek kalitede yaşam şartları sağlanır. Kümeslerde metrekareye ortalama 13 civciv düşmektedir. Piliçlerin yetiştirilirken kapalı kümeslerde bulunmaları, kuş gribi gibi insan sağlığını doğrudan tehdit eden ve ölümlerle
sonuçlanan hastalıklardan ve yırtıcı hayvan saldırılarından koruma amaçlıdır. Çeşitli tehlikelere karşı alınan biyogüvenlik önlemleri sağlıklı tavuk eti tüketimini sağlamak içindir. Piliçler, kümeslerin içinde serbest dolaşarak/eşinerek büyürler. Kümes büyüklüklerine göre hesaplanan sayıda civciv yerleştirilerek rahat bir ortamda yetişirler. Piliçlerin gelişimlerinin her evresinde sağlıklı kalması ve gelişimleri için ihtiyaç duydukları taze hava, nem, sıcaklık ve ışık ihtiyaçları sürünün yaşına, gramajına ve adedine göre hesaplanan bilgisayar destekli kontrol sistemleri ile eksiksiz sağlanır. Ve tabii ki gelişimleri için ihtiyaç duydukları enerjisi hesaplanmış, zengin içerikli, kaliteli, doğal ve tahıl ağırlıklı yemlerle beslenirler.
Eti için yetiştirilen tavuklar yumurtası için yetiştirilen tavuklardan daha hızlı büyüyebilmektedir. Bu “broiler” ırkına ait bir özelliktir. Büyüme sürecinde kullanılan kaliteli yem ve uygulanan yüksek kalitede yaşam şartları sonrasında piliçlerin kesime hazır hale gelmeleri ortalama 45 gün sürer. Genç oldukları
için etleri yumuşak olan bu piliçler yağlanmamış oldukları için daha da sağlıklıdır. Ancak, piyasada “köy tavuğu” adıyla bulunan ürünlerin hangi şartlarda, hangi yemlerle ve kaç yaşına kadar beslendiği bilinmemektedir. Kart olan bu tavukların etleri sert ve yağlıdır. Eti sert olduğu için daha uzun sürede
pişer, daha yağlı oldukları için de daha aromatik bir lezzeti vardır.
Üyelerimizin tesislerinde yetiştirilen civciv ve piliçlerin yemleri ağırlıklı olarak mısır, buğday, arpa gibi hububatlar, soya fasulyesi, ayçiçeği tohumu küspesi gibi yağlı tohum küspeleri, vitaminler ve mineraller gibi insan beslenmesinde de kullanılan hammaddelerden hazırlanır. Bu yemlerin içinde gıda güvenliğini tehlikeye sokacak ürünlerin kullanılması söz konusu olamaz.
GDO konusuna bilimsel veriler ışığında ve ihtiyatla yaklaşılmalıdır. Türkiye’de GDO ile ilgili hususlar, 5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu ve buna bağlı olarak çıkarılan yönetmeliklerle yürütülmektedir. 5977 sayılı Biyogüvenlik Yasası büyük ölçüde AB mevzuatı ile uyumlu olup hatta bazı konularda daha da katıdır.
GDO’Lu yemlerle beslenen hayvanlara ve hayvansal ürünlere GDO’lu materyalin geçişi söz konusu değildir.
Türkiye’de üretilen mısır miktarı sektörü karşılamaktadır ve Türkiye’de GDO’lu mısır üretimi yoktur. Bu sebeplerle de yemlerde kullanılmak üzere GDO’lu mısır ithalatı gibi bir durum söz konusu değildir. Üretim sürecinde kullanılan yemlerin muhteviyatı ile ilgili yönetmelikler Biyogüvenlik Kanunu ile keskin çizgilerle belirlenmiştir. Türkiye’de ilgili kanuna tam anlamıyla uyan tek sektör tavukçuluk sektörüdür.
Türkiye’de tavuk eti yasal olarak ambalajında satılmak zorundadır. Ambalajlı ürünler T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış ve denetlenen tesislerde üretildiği için sağlıklıdır. Hijyenik olmayan ve standartların dışında üretim yapan mezbahalarda kesim yapılması durumunda
tavuk etlerine insan sağlığı için son derece zararlı mikroorganizmalar bulaşmaktadır. Bu sebeple ambalajlı ürün tüketmek gerekmektedir.
Evet. Türkiye’deki tesislerin tamamında piliçlerin kesimi İslami usullere uygun olarak yapılmaktadır. Halkı müslümanv olan ülkemizde başka türlü kesim yapılması zaten söz konusu olamaz. Tesislerin tamamı helal sertifikasına sahiptir.
Türkiye’de piliçlerin kesim standartları, Diyanet İşleri Başkanlığı ve BESD-BİR tarafından davet edilen, merkezi Cidde’de bulunan FIQH Akademisi uzmanları tarafından da incelenmiş ve kesim sisteminin İslami kurallara uygun olduğu rapor edilmiştir.
10.03.2018